8.08.2022
5 Dakika
Geçmişten günümüze insanın yaşam serüveninde en yakın eşlikçileri hayvanlar olagelmiştir. Bu hayvanlardan biri de şüphesiz ki kedilerdir. Tüylü ve bıyıklı dostlarımız binlerce yıldır bizimle birlikteler. Kedi denince her ne kadar akla hemen Antik Mısır gelse de güncel araştırmalar, kedilerin yüz bin yıldan daha uzun zaman önce Mezopotamya’da, diğer hayvan türleri ile birlikte evcilleştirildikleri ve insanların arasında yaşamaya başladıklarını ortaya koyuyor. O zamandan bugüne insan-kedi arkadaşlığı, haydi itiraf edelim zaman zaman rekabeti, artarak devam ediyor.
Aslında kedilerin Antik Mısır ile bağdaştırılması çok da şaşırtıcı değil çünkü Mısır kültüründe kedilerin ne denli önemli olduğunu uzun zamandır biliyoruz. Mısırlılar kedilere oldukça bağlıydı zira tanrıların ve hükümdarların kedi özelliklerine sahip olduğunu düşünüyorlardı. Neden mi? Çünkü onlara göre tanrılar ve hükümdarlar kedilere çok benziyorlardı. Tıpkı kediler gibi bir yandan korumacı ve sadık, diğer yandan bağımsız ve zaman zaman öfkeli olabiliyorlardı. Ayrıca kediler, tahılların saklandığı ambarlardaki farelerin ve böceklerin en azılı düşmanlarıydı. Yani bir açıdan beslenmelerini ve zenginleştikleri ticareti koruyan canlılardı kediler onlar için. O kadar sevildiler ki Mısırlılar kedileri tanrılaştırdılar. Kedi Tanrıça Bast için bir tapınak bile inşa ettiler. Bast; müziğin, neşenin ve dansın tanrıçası olarak biliniyordu.
Kediler yalnızca Mısır’da önemli olmadı. Antik dönemlerden bu yana kediler birçok hikâyeye ve efsaneye konu oldu, bazı dönem ve kültürlerde kutsal sayıldı, sanattan edebiyata farklı kültürel alanlarda boy gösterdi hatta bazen insanlardan da rol çaldılar. Tarihteki önemli kediler denince aklınıza hemen Bast, II. Dünya Savaşı’nda pek çok badire atlatmış ve kedilerin 9 canlı olabileceğini kanıtlamış Sam, Astrokedi lakaplı Felicette ya da lazanyaya düşkünlüğü ile hatırladığımız animasyon karakter Garfield geliyor olabilir ancak Türkiye’de tarihle iç içe yaşayan pek çok ünlü kedinin de var olduğunu biliyor musunuz? 8 Ağustos Dünya Kedi Günü’nde, ören yerlerimizde ve müzelerimizde boy gösteren bu ünlü pisileri sizlere tanıtmak istiyoruz.
Efes Ören Yeri, eşsiz mimari eserleri ve görkemli yapılarıyla binlerce yıldır ayakta olan bir mega kent. Özellikle Helenistik döneme ait yapılarla ünlü Efes’te, farklı uygarlıklara ait kentleşme, mimari ve dini öğeleri keşfetmeniz mümkün. Ziyaretçilerine antik dönemin kent yaşantısını hissettiren Efes’te Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Artemis Tapınağı’nı da ziyaret edebilirsiniz. Milattan önce 550 yıllarında yapımı tamamlanan bu tapınağın, diğer yapılar kadar iyi korunduğundan emin olabilirsiniz. Koruma görevini üstelenenlerden birini sizinle tanıştıralım: İşte, Turkish Museums’un en sevilen kedilerinden biri olan Batman! Linke tıklayıp kendisi ile tanışabilirsiniz.
Antalya Müzesi, henüz Türkiye Cumhuriyeti resmen kurulmadan, 1922 yılında bu topraklardaki kültürel varlıkların korunması amacıyla kurulan müzelerimizden biri. Kendine özgü koleksiyonları ile dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Antalya Müzesi’nde bölgenin tüm tarihini aydınlatan en seçkin eserler sergilenmekte. Paleolitik Çağdan başlayarak Roma’ya kadar uzanan geniş bir tarihi sürece ait eserlerin sergilendiği bu müzemizi patili dostlarımız da çok seviyor. Kendileri ile tanışmak ister misiniz? Hemen tıklayın.
Hem bahçe hem salon sergilerine sahip olan Antalya Müzesi’nin aynı zamanda yakınında bulunan Konyaaltı Sahili’nde de gezi sonrası patili dostlarımızla keyifli vakit geçirebilirsiniz. Siz ziyaretçileri kadar bu sevimli kedilerimiz tarafından da ilgi gösterilen Antalya Müzesi hakkında daha fazla bilgi almak için hemen tıklayın.
Afrodisias, çok iyi korunmuş ve güzelliği ile dikkat çeken mimari yapıları ile ünlü ve Türkiye’nin en önemli arkeolojik alanlarından biri. Afrodisias denince akla elbette ilk başta Afrodit Tapınağı geliyor. Önemli bir ibadet alanı olan bu tapınağa sığınanların korunduğuna inanılıyordu. Görkeminden neredeyse hiç kaybetmeyen bu tapınağı mutlaka siz de yakından görmelisiniz.
Adından da anlaşılacağı üzere güzellik tanrıçası Afrodit’e adanan bu tapınağı Afrodit’in ziyaret edip etmediğini elbette bilmiyoruz. Ancak Afrodit Tapınağı’nın güzelliği ile öne çıkan bir ziyaretçisi var. Güzelliği ve zarafeti ile dikkatleri hemen üzerine çeken Afrodisias pisisi ile tanışmak için hemen tıklayın.
Kedi dostu şehir denince akla ilk gelen şehirlerden biri olan İstanbul’un sayısı 200 bini bulan pisi sakini var. İnsanlarla iç içe yaşayan ve şehre ayrı bir güzellik katan bu pisilerin bazıları tarihe de oldukça meraklı. Uğrak mekanları ise İstanbul Arkeoloji Müzeleri.
Üç birimden oluşan ve 1891’den bu yana ziyarete açık olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Türkiye’nin ilk müzeleri olma özelliğine sahip. Koleksiyonlarında çeşitli kültürlere ait bir milyona yakın eseri görmeniz mümkün. Yakın zamanda restorasyonu tamamlanan ve sergisi yenilenen İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ni mutlaka ziyaret etmenizi öneririz.
Koleksiyonları yanında göz alıcı mimari yapısı ile de sizi büyüleyecek İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde tarihe meraklı Turkish Museums kedileri ile de karşılaşabilirsiniz. Kendileri müzeleri patilerinin içi gibi bildiklerinden size yardımcı olabilirler. Tanışmak için hemen linki tıklayın.
2021 yılında 100 yaşına basan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, tarih ve arkeoloji meraklılarının mutlaka görmesi gereken müzelerden biri. Müzede, Paleolitik Çağ’dan itibaren Anadolu’ya ait özgün eserleri, kronolojik bir şekilde incelemeniz mümkün. İki ana binadan oluşan müzede, özenle korunmuş ve size eski medeniyetlerin yepyeni hikayelerini anlatacak yüzlerce hatta binlerce yıllık eserlerle karşılaşacaksınız. Özellikle Hitit dönemine dair eserlerin ilginizi çekeceğine eminiz.
Büyük bir alana sahip olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezerken birkaç kez mola vermeniz gerekebilir. Müzenin yemyeşil bahçesinde dinlenebilir; bu bahçeyi sizden önce keşfeden tarih meraklısı tüylü dostlarımızla tanışabilirsiniz. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin tüylü sakinlerinden biri ile tanışmak için linki hemen tıklayın.
Medeniyetler beşiği olarak bilinen Türkiye’nin yedi bölgesinde keşfedilmeye değer onlarca müze ve tarihleri binlerce yıl öncesine dayanan çok sayıda arkeolojik alan bulunuyor. İnsanlığın en eski hikayelerinin izini sürebileceğiniz bu topraklarda, farklı kültürleri, dilleri, alışkanlıkları, inançları, yaşam tarzlarını tanıyabilirsiniz. Müzelerin bahçesinde, arkeolojik alanlarda tarihle ve kültürle iç içe, doğa ve insanlarla uyum içinde yaşayan Turkish Museums kedilerini tanıyabilir, binlerce yıldır aslında onlarla birlikte yaşadığımızı, bu dünyayı onlarla paylaştığımızı hatırlayabilirsiniz. Küresel ısınma ve biyolojik çeşitliliğin azalmasının etkilerini hissetmeye başladığımız bu zamanlarda sahip olduklarımızı korumak hepimizin en büyük görevi. Tarihe meraklı kedilerimizin bize bu sorumluğumuzu hatırlatacaklarını düşünüyoruz. Tarh boyunca hikayelerimizde bize eşlik eden, varlıkları ile yepyeni hikayeler yazan, Caturday’lerimizin yıldızı kedilerimizi çok seviyoruz. 8 Ağustos Dünya Kedi Günü kutlu olsun!