Türkiye’nin UNESCO Alanları: Beşikteki Şehir Devleti, Arslantepe Höyüğü

19.11.2021

5 Dakika

Türkiye toprakları, binyıllar boyunca pek çok farklı insan topluluğunu barındırdığı gibi insanlık tarihinin dönüm noktalarından bazılarına tanıklık etmiştir. İnsanlık tarihi ile ilgili bildiklerimiz, bize avcı-toplayıcı topluluklar biçiminde yaşam mücadelesini sürdüren insanların, zaman içinde tarımı geliştirerek doğal kaynakları çok daha etkin kullanmanın yolunu bulduklarını ve karmaşık toplumsal ilişkiler geliştirmeye, devletler biçiminde organize olmaya başladıklarını gösteriyor. Görünen o ki günümüzde Türkiye’nin bulunduğu topraklar bu dönüşüme tanıklık etmiş ve o günlerden kalan kimi yapıları ya da nesneleri bağrında saklayarak günümüze ulaştırmıştır. Türkiye’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne son adını yazdıran Arslantepe Höyüğü de bunlardan biridir. Dünya üzerinde insanların bir devlet biçiminde organize oldukları ilk günlere ilişkin emareler içeren bu arkeolojik alanı gelin birlikte tanıyalım.

Anadolu'nun İlk Şehir Devleti


Malatya’nın yaklaşık 7 km doğusunda yer alan, 30 m yüksekliğinde bir höyük olan Arslantepe’de MÖ 5000 yılından 11. yüzyıla kadar uzanan katmanlarda kalıntılara rastlanır. Özellikle MÖ 3000 yıllarına ait katmanlardaki bulgular, insanlığın bir devlet kuracak kadar karmaşık bir toplumsal örgütlenme geliştirmesinin, arkasında yazılı belgeler bırakmaya başlamadan önceki, erken belirtilerini gün ışığına çıkarmaktadır. Arslantepe’de yapılan kazılar sonucunda açığa çıkarılan ve MÖ 3300-3000 yıllarına tarihlendiği tespit edilen saray yapısı ve bulunan pek çok mühür, buranın  yönetsel ve ticari bir merkez olduğunun kanıtı niteliğindedir. En eski yerleşimin Kalkolitik Çağ’a kadar uzandığı Arslantepe’de dünyanın bilinen ilk kılıçları da ortaya çıkarılmıştır. Hitit kaynaklarına göre o zamanlar adına Malitiya olarak adlandırılan kentin, Anadolu’da ortaya çıkmış ilk şehir devleti olduğu düşünülmektedir. 

MÖ 4. binyıldaki Uruk Dönemi’ne tarihlendiği düşülen kerpiç saray ve tapınak kompleksinin kalıntılarınının ziyaret edilebildiği bir açık hava müzesine dönüştürülmüş olan Arslantepe Höyüğü’nde; Neo-Hitit döneminde yapılmış aslan heykelleri ile Hitit Kralı Tarhunza’nın heykeli ile dönemin çeşitli figür ve sembollerini taşıyan oyma bloklar da bulunmuştur. 

Bulundukları dönemde Malatya’da müze olmadığı için orijinalleri Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne götürülen bu eserler, hâlâ orada sergilenmekteyse de Arslantepe Açık Hava Müzesi’nin girişine de aynı malzemeden yapılmış birebir reprodüksiyonları yerleştirilmiştir. MÖ 2900 yılına tarihlenen ve kral mezarı olduğu düşünülen bir yapının kalıntılarının da görülebildiği açık hava müzesinde, mezarın taş kapağı üzerinde muhtemelen kurban edilmiş olan dört insanın bedeninden geriye kalanlar da bulunmuştur.


Arslantepe Örenyeri Giriş Kapısı

Açık Hava Müzesine Sığmayan Kalıntılar


Arslantepe Ören Yeri’nde bulunan, fakat açık hava müzesinde korunması mümkün olmayan, Kalkolotik Çağ ve Eski Tunç Çağı’na ait pek çok nesne ise Malatya Müzesi’nde ziyaretçilerini beklemektedir. Yolunuz Malatya’ya düştüğünde Arslantepe’yle birlikte Malatya Müzesi’ni de mutlaka ziyaret etmenizi öneririz. 

Müzede, Arslantepe Höyüğü’nde bulunan ve orijinalliği bozulmadan, sağlamlaştırılarak taşınmış, MÖ 4000 yıllarına tarihlenen ve Anadolu’daki ölü gömme geleneğinin benzersiz bir örneği olan bir mezarı, mezarda yatan kadına ait olduğu tahmin edilen süs eşyaları ve mutfak kaplarını da görebilirsiniz. 

Arslantepe’deki arkeolojik kazılarda, Eski Tunç Çağı (MÖ 3200-3000) katmanında topluca bulunan kılıç ve mızrak uçları da yine Malatya Müzesi’nde sergilenen dikkat çekici nesneler arasında. Arsenik alaşımlı ve bazıları gümüş kakmalı olan bu nesneler, dönemine göre eşsiz formları ve üretim teknikleriyle de arkeolojik açıdan oldukça dikkat çekici. Malatya Müzesi’nde yer alan ve mutlaka görülmesi gereken bir diğer kalıntı grubu ise, Arslantepe’de bulunan saray yapısı yakınlarındaki küçük bir mekanda topluca bulunan mühür baskılarıdır. Bu baskılar daha önce belirttiğimiz gibi dünyadaki en eski muhasebe sistemi ve bürokratik düzenin kalıntıları olarak değerlendirilir.

2021 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren ve insanlık tarihinin önemli dönüm noktalarından birini, günümüz uygarlığının yeşerip büyüdüğü kökleri görünür kılan Arslantepe Höyüğü’nü mutlaka görmelisiniz. Bu eşsiz kültürel varlıkla birlikte insanlığın ortak mirasından pek çok değerli parçayı barındıran Malatya’nın görülmeye değer diğer noktalarını öğrenmek için, Şehir Rehberi: Malatya başlıklı yazımıza da göz atabilirsiniz. 

Menu
English
Giriş