1969 yılında şehir merkezinde bulunan Zinciriye Medresesi’nde kurulan Aksaray Müzesi, 2006 yılı sonunda yeni yerine taşınarak kültürel alanda hizmet vermeye başlamıştır. Müzemiz ilk olarak, aynı zamanda Niğde Milletvekili olan Oğuz Demir TÜZÜN tarafından satın alma, kazı ve hibe yoluyla toplanan eserlerden oluşturulmuştur. Aksaray Müzesi 2.000 m2lik kapalı alanıyla toplam 12.000 m2lik bir yüz ölçüme sahiptir.
Sekizgen plan üzerine üç katlı olarak inşa edilen müze binasının zemin katında beş salon bulunmaktadır. Birbiriyle koridorlarla bağlanan beş adet teşhir salonu ve bir adet etütlük arkeolojik eserlerin konulduğu depo mevcuttur. İkinci kat; etnografya salonu, müze yönetimi ve personelinin çalışma mekânları ile konferans salonuna ayrılmıştır. Üçüncü kat ise eserlerin saklandığı 5 adet depo yer almaktadır. Müzede 16.093 adet eser bulunmaktadır. Etnografik, arkeolojik eserler ile sikkeler üç ana eser grubunu oluşturmaktadır. Etnografik eser grubu yakın döneme ait günlük kullanım eşyaları ile düğün, bayram gibi özel günlerde kullanılan giyim eşyası, takı vb materyaller; savaşlarda kullanılan kılıç, tüfek vb. silahlar ayrıca ticaret hayatında önemli yere sahip tartı ve dirhem gibi araçları kapsamaktadır. Arkeolojik eser grubu ise MÖ 8.500’lerden başlayarak Neolitik, Kalkolitik ve Erken Tunç Çağlarını kapsayan tarih öncesi dönemlerden Orta Tunç, Geç Tunç, Demir, Helenistik, Roma ve Geç Roma Dönemlerini kapsayan tarihi çağlara ait çok çeşitli eserlerden oluşmaktadır. Sikke grubu ise Grek Dönemi’nden başlayarak Osmanlı Dönemi’ne uzanan altın, gümüş ve bronz madenlerinden üretilmiş paralarla temsil edilmektedir.
Teşhirin ilk salonunda Aksaray’ın Jeolojik Dönemlerine ait hayvan fosilleri ile çeşitli toprak ve taş örneklerinin sergilendiği bir vitrin vardır. Diğer vitrinlerde ise Aksaray ve İç Anadolu’nun en eski yerleşimi olan MÖ 10.500 yıllık Neolitik Çağ Aşıklıhöyük yerleşiminde gerçekleştirilmekte olan bilimsel kazılar sonucu ortaya çıkarılan eserler sergilenmektedir. Eser grupları olarak taş havan ve havanelleri, obsidyenden yapılmış dilgi, bıçak ve ayna gibi aletler, taş ve kemikten yapılmış kolye uçları ile kemikten yapılmış bız, olta ve tokaların yanında dünyanın en eski kafatası ameliyatının Aşıklıhöyük’te (10.000 yıl önce) yapıldığını kanıtlayan genç bir kadına ait kafatası görülebilir. Ayrıca iki vitrinde Aşıklıhöyük ev içi ve ev dışı yaşamını yansıtan görsel sergileme yer almaktadır.
İkinci teşhir salonunda yine bir Neolitik Dönem yerleşimi olan Musular ve daha geç bir döneme tarihlendirilen (MÖ 5.500) Orta Kalkolitik yerleşmesi Güvercinkayası kazılarından gelen eserler sergilenmektedir. Musular eserleri genel olarak Aşıklıhöyük eserleriyle aynı özelliklere sahiptir. Tek fark Aşıklıhöyük’te yapımı bilinmeyen kap-kacak örneklerinin Musular’da çıkmış olmasıdır. Güvercinkayası’ndan gelen taş havan ve havanelleri, kemik bız ve saplar, sapan taşları, ağırşaklar ve obsidyen aletler ile el yapımı pişmiş toprak ocak ayaklı kaplar ve hayvan figürinleri burada görülebilir.
Üçüncü teşhir salonu bugün Yeşilova kasabasının içinde kalmış olan Acemhöyük kazılarından gelen eserlerin sergilenmesine ayrılmıştır. Her ne kadar en parlak çağını Orta Tunç Çağı’nda yaşasa da Acemhöyük, MÖ 3000-2000 yılları arasında yaşanan Erken Tunç Çağı’nın Anadolu’daki önemli temsilcilerinden birisidir. Anadolu’ya yazının gelmesini sağlayan Asur ticaret kolonilerinin önemli merkezlerinden MÖ 3. binin sonuyla 2. binin başına tarihlenen Acemhöyük yerleşmesi pithoslar (büyük boyutlu tahıl ve sıvı saklama kapları), yanmış kapı parçası, su künkleri, taş baltalar; pişmiş toprak kap ve altlıkları, fincan, bardak, çömlek, kutsal içki kapları; taş ağırşak, düğme ve oyun taşları; ingot gümüş parçaları; kemik sap ve bızlar; pişmiş toprak bullalarla (mühür baskısı) temsil edilmektedir. Acemhöyük’ün mezarlıklarından biri olan Arıbaş Mezarlığı’ndan gelen, Acemhöyük yerleşiminde ele geçen seramiklerinin benzer örneklerinin yanında üzeri boya bezekli kap parçaları ve Frig Dönemi’ne tarihlenen yonca ağızlı testiler, vitrin canlandırması yapılarak ziyaretçilerin dikkatine sunulmuştur. Acemhöyük Orta Tunç Çağı’ndan sonra önemini yitirse de Demir Çağı’nda burada mevcut olan küçük bir yerleşimden gelen daha çok kap-kacak ağırlıklı eserler teşhirin son vitrininde yer almaktadır.
Dördüncü teşhir salonunda Demir Çağı, Helenistik Çağ, Roma, Doğu Roma ve Selçuklu Dönemlerine tarihlenen eserlerin sergilendiği vitrinler bulunmaktadır. Bu vitrinlerde pişmiş toprak kaplar, fibula, pişirme kapları, cam eserler, Asklepios heykeli, takılar, vb. sergilenmektedir. Aynı salonda Grek, Roma, Doğu Roma ve İslami sikkeler ile gümüş ve altın define grubu sikkeleri bulunmaktadır.
Beşinci salon ise Mumyalar salonu olarak düzenlenmiştir. Aksaray yakınlarında bulunan ve daha çok MS 10-13. yy arasında tarihlendirilen Ihlara Vadisi ve Çanlı Kilise’nin içinden çıkarılan çocuk ve yetişkin mumyalarının yanında bir kediye ait mumya sergilenmektedir. Mumyalarla beraber ele geçen boncuklar, kolye taneleri, ketene dokunmuş işlemeli giysi parçaları ile Doğu Roma Dönemi’ne ait takılar, kandiller vb. gibi günlük hayatta kullanılan eşyalar bu teşhir salonunda sergilenmektedir.
İkinci katta bulunan etnografya teşhirinde, ilimizde yapılan el sanatları olan halıcılık, sepetçilik, çömlekçilik ve taş işleme ustalığının canlandırılması yapılmıştır. Bu salonda hat sanatı ile ilgili el yazması Kur’an, hattat kalemlikleri, erkek ve kadın giysileri, kahve kültürü ile ilgili kahve kavurma tavası, soğutma kabı, kahve saklama kutusu, fincan zarfı, el işlemeleri vitrininde uçkur, peşkir, başörtüsü, peçete vb. işleme örnekleri bulunur, hamam kültürü vitrininde el işlemesi havlu takımları ve nalın bulunur, inanç kültürü vitrininde şifa tasları, merhem kabı ve muskalık sergilenmektedir. Ağırlıkların sergilendiği vitrinde ise Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi’ne tarihlenen dirhemler, kantar ağırlığı, sarraf terazisi ve tezgâh ağırlıkları teşhir edilmektedir. Bu salonun en son vitrininde 13. yüzyıla tarihlenen gümüş fal kabı bulunur. Bu kabın üzerinde Zodyak döngüsü olarak bilinen 12 burç tasvirinin yanı sıra dualar bulunmaktadır. Müzenin bahçe çevre düzenlemesi devam etmekle birlikte 2016 yılında pithos alanı yapılmıştır. 2018 yılında İslami Mezar Taşları ve Kitabeler için korunaklı bölüm yapılmıştır. 2018 Müzeler Günü için Arkeopark alanının açılışı yapılmıştır bu alanda etkinlikler düzenlenmektedir. Mozaikler ve kazı malzemeleri için depo yapılmıştır. Çok amaçlı eğitim salonu düzenlenmiştir.