Germiyan Beyi II. Yakub Bey(1387-1429) Külliyesi'nin imaret bölümü olan bu yapı, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca restore edilerek, Çini Müzesi olarak 5 Mart 1999 tarihinde ziyarete açılmıştır. Kubbeli ve şadırvanlı orta mekâna, üç yönde kubbeli eyvan ile iki oda açılmaktadır. Türbe bölümünde II. Yakub Bey'in çinili sandukası bulunmaktadır. Külliyenin vakıf kitabesi giriş kapısının solunda yer alır. Müze içinde yer alan vitrinlerde 14. yüzyıldan başlayarak günümüzde yapılan örneklere kadar olan çini eserler yer almaktadır.
Müzenin kubbeli ve şadırvanlı orta mekânı, üç yönde kubbeli eyvanı ve iki odasında XIV. yüzyıldan günümüze kadar gelebilen Kütahya ve İznik çini örnekleri, çini yapımında kullanılan maddeler, boyalar, fırçalar ve desen örnekleri sergilenmektedir. Bunun yanı sıra Rıfat Çini’nin müzeye bağışladığı eski çiniler, babası Mehmet Çini’nin isminin verildiği ayrı bir bölümdedir. Kütahya’da yapılan yarışmalarda derece alan çini tabaklar ve 1921 tarihli eski bir çeşme kitabesi de burada sergilenmektedir.
Yapı halk arasında, içindeki yekpare mermer şadırvandan dolayı Gökşadırvan olarak adlandırılmaktadır. Kubbeli ve şadırvanlı orta mekâna, üç yönde kubbeli eyvan ile iki oda açılmaktadır. Türbe bölümü kesme taş işçilikli olup, burada topraklarını Osmanlı'ya vasiyet eden 2. Yakup Bey'in çinili sandukası yer almaktadır. Türbe bölümünün önüne ise 20. yüzyıl başlarında Ulu Cami'nin tamirat nedeniyle kapatılması sırasında, ibadetlerin burada yapılması için mihrap eklenmiştir. İmaretin bitişiğinde yer alan ve 1960'lı yıllarda yıkılan medresenin taş vakfiye kitabesi giriş kapısının güneyindeki niş içine alınmıştır. 39 satırdan oluşan kitabe, Osmanlı Türkçesiyle yazdırılmıştır. Üzerinde Germiyanoğlu 2. Yakup Bey'in vakfettiği yerler, burada çalışanlara verilecek ücretler ve medreseye gelen misafirlere nasıl davranılacağı belirtilmiştir.
ATEŞTE AÇAN ÇİÇEKLER
Müzenin vitrinlerinde, 14. yüzyıldan başlayarak günümüzde yapılan örneklerden oluşan ve Kütahyalılar tarafından ''ateşte açan çiçekler'' olarak tanımlanan çini örnekleri yer alıyor. El emeği, göz nuru dökülerek tek tek fırça ile yapılan bu çiniler birer sanat eseridir.
Çinicilerin üstadı Hafız Mehmet Emin'in gümüş mührü torunlarınca müzeye bağışlanmış ve Hafız Mehmet Emin'in kendi eseri olan çini sehpa da müzede sergilenmektedir.
Müzenin iç kısmında sağ eyvanda yer alan odada en eski Kütahya çinileriyle çini yapımında kullanılan madde, boya, fırça ve desen örnekleri yer alıyor. Bu malzemeler, çiniciliğin ne kadar zahmetli bir iş olduğu konusunda ziyaretçilere bilgi vermektedir.
FİNCANCILAR ANTLAŞMASI
Tarihteki ilk toplu iş sözleşmesi olan ve 1766'da Kütahya'da imzalanan Orijinali, Ankara'daki Milli Kütüphanede olan Fincancılar Antlaşması'nın bir örneği müzede sergilenmektedir. Vali, Ali Paşa huzurunda yapılan antlaşmada 24 iş yerinden başka iş yeri açılamayacağı belirtilerek, fincancı usta, kalfa ve çırakların alacağı ücretler tek tek yazılmıştır. Bu antlaşmaya uymayanların ölüme bedel kürek cezasına çarptırılacağı belirtilmiştir.
Bu müzede etkinlik yok
Tüm Etkinlikler