Silifke İlçe merkezinin 25 km doğusunda, Narlıkuyu limanının 2 km kuzeybatısında, Korykos’un 5 km kuzeybatısındadır. Obruk olarak adlandırılan ve her biri kayalık, geniş ve derin çukurlardan oluşan iki doğa harikası çöküntü bu alanda bulunur. Bu çöküntüler, yer altı sularının bin yıllar boyunca kireç tabakasını eritip boşaltması sonucu altı oyulan tavanın çökmesiyle meydana gelmiştir. Her iki boşluk zamanla birleşerek, sonunda bugünkü yer altı mağara-boğaz oluşmuştur. Bu çöküntüler Antik Dönem’de kutsal kabul edilip kullanılmıştır.
Cennet Obruğu: Antik Dönem’de Korykos Mağarası olarak adlandırılan ve her biri kayalık, geniş ve derin çukurlardan oluşan iki doğa harikasından biridir. Elips biçimindeki ağız kısmının çapı 250 m ve 110 m olup derinliği 70 m’dir. Çökük tabanının güney ucunda 200 m uzunluğunda ve en derin noktası 135 m olan büyük mağara girişi ve bu mağaranın ağzında küçük bir kilise vardır. Kayalara gelişigüzel oyulmuş yaklaşık 450 basamaklı yoldan ilk önce kuzeye doğru gidilir sonra güneye dönülür ve 300. basamakta mağaranın ağzındaki kiliseye ulaşılır.
Cehennem Obruğu: Cennet Çöküğü’nün 75 m kuzeydoğusundaki Cehennem Çukuru da Cennet Çöküğü gibi oluşmuştur.
Ağız çapı 50 m ve 75 m derinliği 128 m’dir. Kenarları içbükey olduğu için aşağısına inmek çok zordur.
Buradaki çöküntü Antik Dönem mitolojisinde de kendine yer bulmuştur. Mitolojiye göre tanrılar ile Titanlar arasında çıkan savaşta bu devler yenilir ve tanrıların başı Zeus’un buyruğuyla yerin derinliklerinde tutsak edilir. Toprak ana Gaia, torunları olan Titanlar’ın intikamını Zeus’tan almak için bir ejder doğurur. İşte bu Typhon gövdesi kabuklarla örtülü, her bir gözü ateş püskürten, geçtiği yeri yakıp yıkan bir yaratıktır. Typhon Zeus’la bir savaşa tutuşur ve büyük bir mücadele sonunda yenilir ve Zeus onu daha sonra Sicilya adasında Etna Yanardağına kapatmadan önce geçici olarak Cehennem kuyusunda tutar.
MERYEM ANA KİLİSESİ
Cennet Çöküğünün içerisinde, mağaranın tam ağzında bir kilise inşa edilmiştir. Kilisenin giriş kapısı üzerindeki dört satırlık yazıttan, bu kilisenin Paulus adında dindar bir şahıs tarafından Meryem Ana adına yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Kiliseyi yeterince koruyan üzerindeki kaya uzantısından dolayı yapının çatıya gereksinimi olmamıştır. Bununla birlikte, kilisenin doğusundaki apsis ile buna bitişik iki yan oda birer kubbe ile örtülmüştür. Apsisin kubbesi ve iç duvarları fresk ile süslenmiştir. Bugün konusunun ne olduğu açıkça anlaşılamıyacak derecede yıpranmış olan bu fresk İsa peygamberi ve yanında havarilerini göstermektedir. Yapının kuzey ve güney duvarlarında birer sıra kemerli küçük pencere vardır. Kilise yaklaşık M.S. 5. yüzyıl civarına tarihlenmektedir.
ZEUS TAPINAĞI
Cennet Obruğu’nun 300 m güneybatısındadır. 200 m uzunluktaki bu mağarada binlerce yılda oluşmuş sarkıtdikit ve daha pek çok mağara oluşumları bulunmaktadır. Havasının astımlılara iyi geldiğine inanılmaktadır. Çevresindeki ağaçlara bez bağlanıp dilekte bulunulduğundan bu adı almıştır.
Zeus Tapınağı Cennet çöküğünün güney ucunda yer alır. İlk evresi Hellenistik Dönem’de yapılmış Dor düzeninde, sütunlarla çevrili olmayan bir tapınak niteliğindedir. Tapınağın kuzey duvarındaki devşirme taşlara, Hellenistik ve Roma Dönemleri’nde görev yapmış 130 din adamının adları kazınmıştır. Tapınak, Hıristiyanlık Dönemi’nde kiliseye çevrilmiştir. Tapınağın güney duvarı tümüyle kaldırılmıştır. Kaldırılan bu duvarın taşlarıyla kilisenin batısındaki giriş yerinin üç kapılı duvarı yapılmışsa da şimdi burası yıkık durumdadır.
Bu müzede etkinlik yok
Tüm Etkinlikler