Muğla ili Seydikemer ilçesine bağlı Yakaköy sınırları içerisinde yer alan Tlos Antik Kenti, Fethiye-Antalya kara yolunun 25. km'sindeki Kemer beldesinin 17 km doğusunda bulunmaktadır. Bölgenin en yüksek dağları olan Akdağlar’ın güneybatı eteğinde, üç yanı sarp kayalık düzlükte konuşlanan Tlos, Ksanthos Vadisi'nde bulunan önemli batı Likya kentlerindendir. Kentin egemenlik alanı o kadar geniştir ki, Doğuda Patara ve Xanthos, batıda Kadyanda ve Telmessos, güneyde ise Pınara’yla komşudur.
Yunan mitoslarına göre kentin adı, Tremilus ile Praksidike’nin dört oğlundan biri olan Tloos’dan gelmektedir. Pinaros, Xanthos ve Kragos da onun kardeşleridir. Ancak Tlos isminin Helenlerle hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır. Doğrusu, Tlos kent adının Likçe bir ifade olan Tlawa’dan türetildiğidir. Tlawa ise, Hitit metinlerinde geçen “Dalawa Ülkesi” ile özdeştir. Yazılı belgelerde vurgulanan Tlos’daki Hititler Dönemi yerleşim bugün arkeolojik buluntularla da belgelenmiştir. Ancak bu bölgede yaşayan ilk insanların geçmişi hem Tlos kazılarında ele geçen arkeolojik veriler hem de Tlos teritoryumunda yer alan Arsa ve Girmeler mağara buluntuları ışığında Hititler zamanından daha öncesine gitmektedir.
Diğer Likya şehirleri gibi uzun süre Pers egemenliği altında kalan Tlos Antik Kenti, M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda parlak bir Klasik Çağ yaşamıştır. M.Ö. 333 yılında Büyük İskender’in Anadolu’ya gelişiyle yine tüm Likya ile birlikte kent Makedon Krallığı kontrolüne geçer. Kentin kontrolü M.Ö. 3. yüzyıl başlarında Ptolemaioslar’ın, M.Ö. 197’de ise kısa bir süre için Seleukoslar’ın eline geçmiştir. M.Ö. 168 yılında tüm Likya şehirleri bir araya gelerek Ethnos-Polis birlikteliğine dayanan Likya Birliğini kurarlar. Tlos birliğin üç oy hakkına sahip en büyük altı kentinden biri olarak kabul edilmiştir. MS 43 yılında Roma İmparatoru Claudius Likya Bölgesi’ni bir Roma eyaletine dönüştürür. Bu dönemde de Tlos birlik içindeki önemini korumuştur. Likya’nın başkenti Patara’da dikilen Yol Klavuz Anıtı’nda Likya yol ağının yedi yönden Tlos’a bağlandığı bilinmektedir. Hristiyanlık Dönemi ören yerinde Tlos, Likya’nın önemli piskoposluk merkezlerindendir; bu dinsel önemin, arkeolojik verilerle MS 12. yüzyıla kadar devam ettiği belgelenmiştir. Tlos’un Likya sınırları içerisindeki önemi Osmanlı Dönemi’nde de devam etmiştir. Bölgeye 19. yüzyılda en son gelen Kanlı Ali Ağa, Tlos Akropolünün zirvesine Antik Dönem kalıntılarını da kullanarak şatosunu inşa etmiştir.
Tlos Antik Kenti’nde yürütülen bilimsel kazı çalışmaları Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Korkut başkanlığında sürdürülmektedir. Tlos Antik Kenti ayrıca 6 Şubat 2009 tarihi itibariyle UNESCO’nun Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme kapsamında Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklenmiştir. Tlos Antik Kentinin zengin kültürel ve doğal mirasının “Dünya Miras Listesinde” daha fazla temsil edilebilmesi amacıyla Tiyatro, Stadyum, Büyük Hamam, Kronos Tapınağı, Bazilika ve Kaya Mezarları gibi kentin anıtsal yapılarının kazılarına öncelik verilmiştir.
Bu müzede etkinlik yok
Tüm Etkinlikler