Yaklaşık 400 yıllık bir geçmişe sahip ve Osmanlı topraklarının dört bir yanındaki yüze yakın Mevlevihane’den biri olan Gaziantep Mevlevihanesi, çeşitli yapı Dönemleri’nden sonra 2007 yılında müzeye dönüştürülmüştür. 1638 yılında inşa edilen Antep Mevlevihanesi ile ilgili pek çok tarihsel kaynak bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri üç vakfiyesi ve iki kitabesidir. Mevlevihane’nin vakfiyeleri; kuruluşu ile ilgili olan 1640 (H. 1050) tarihli Mustafa Ağa bin Yusuf Vakfiyesi, Emine Hatun Vakfiyesi ve 1904 tarihli Mehmet Münip Efendi Vakfiyesi’dir.
Mevlevihane’nin en anıtsal birimi, biri üç diğeri iki katlı olan ve günümüzde müzeyi meydana getiren bu yapılardır. Yapılar, Cumhuriyet Dönemi Gaziantep’in ilk okullarından biri olarak yaklaşık 30 yıl hizmet veren İstiklal İlkokulu’na çevrilmiştir. Okul, 1964 yılında Şehreküstü Mahallesi’nde yeni yapılan binasına taşınmıştır. Gaziantep’te belli bir yaşın üzerindeki pek çok kişi İstiklal İlkokulu’ndan mezundur. Bu kişiler, müzeyi ziyaretlerinde anılarını da beraberlerinde getirmekte ve diğer ziyaretçilerle paylaşmaktalar. Müze, bu anlamıyla Cumhuriyet Dönemi Gaziantep’inin belleği olma özelliğini de taşır.
Bu tarihten sonra Sağlık Ocağı, mücellithane, cami lojmanı ve Şahinbey İlçe Müftülüğü gibi çeşitli işlevlerden sonra Gaziantep Vakıflar Bölge Müdürlüğünce müze olarak fonksiyon verilmek üzere 2006 yılında restore edilmiş 07.05.2007 tarihinde Gaziantep Mevlevihanesi Vakıf Müzesi olarak açılmıştır. Müzeyi oluşturan binalar, Gaziantep geleneksel konut mimarisinde “avlunun iki yanına yerleşmiş” plan tipindedir. Üç katlı ana bina, daha seyrek olarak karşımıza çıkan bir özelliğe sahip olarak içeriden merdivenlidir. Basık kemerli sıra pencereler ve üstlerindeki kuş takaları cepheye hâkimdir. Kuzeydeki iki katlı bina ise revaklıdır. Binanın üst katında Halı ve Kilim Salonları yer almaktadır. Gaziantep Mevlevihanesi Vakıf Müzesi; renkler, desenler ve motiflerle sembolize olan Anadolu kültür zenginliğini Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait halı ve kilim koleksiyonunun mütevazı bir seçkisi aracılığıyla sunmaktadır. Motifler ve anlamlarıyla ilgili bilgilerin yer aldığı panolar, motif dağarcığını bilgiyle buluşturmaktadır. Avlunun karşısında yer alan ana binanın, yaşanmışlığın izlerini barındıran -biraz dik, biraz dar- merdivenleri, Sufi müziği eşliğinde ziyaretçileri selamlık dairesi olan üst kata taşır. Bu binadaki salonların sergileme düzeninde, müzenin mimari yapısına uygun olarak pencere içleri birer vitrin olarak değerlendirilmiştir. Mekânı dolduran Mevlevilik kültürüyle ilgili canlandırmalardan başka duvarlarda hat levhaları ve vitrinlerde kandiller, mumluklar ve mihrap şamdanları sergilenmektedir. Türk Maden Sanatı içerisinde önemli bir yere sahip olan bu eser grubunun çoğunluğunu mihrap şamdanları oluşturur.
Müze, kaleden başlayıp gelen tarihi çevre güzergâhında önemli duraklardan biridir. Duvarlarındaki panolarda, Gaziantep’in tarihi silüetinde önemli katkıları olan ve onarımları yapılarak kente yeniden kazandırılan Vakıf Eserlerinin fotoğrafları da ziyaretçilere bir sonraki durağı işaret eder.
Bu müzede etkinlik yok
Tüm Etkinlikler