5 Soruda Kazı Alanları: Magnesia

7.05.2021

5 Dakika

Magnesia Antik Kenti, İzmir - Aydın Otoyolu’na sadece 2 km uzaklıkta olmasıyla Ege bölgesini bir sonraki ziyaretinizde keşfetmeniz için mükemmel bir seçenek! 

Magnesia Kazı Başkanı Prof. Dr. Orhan Bingöl'e göre, Türkiye'nin en iyi korunan antik kentlerinden biri olan Magnesia'daki stadyum da keşfedilmeye değer. Bingöl, stadyumun önemini: “Stadyum, podyumunda tasvir edilen tanrı, tanrıça kabartmaları ve kazananlar için hediyelerle bilinen tek örnektir.” diye açıklıyor.

Magnesia ve etkileyici mimarisi hakkında daha fazla bilgi edinmek için Prof. Dr. Bingöl ile röportajımıza göz atın!


 


Magnesia Tarihi 

Magnesia, Türkiye’nin en önemli ve etkileyici antik kentlerinden biri. Antik kaynaklara ve efsaneye göre Magnesia Kenti, Thessalia'dan gelen ve Magnetler olarak bilinen bir kavim tarafından kurulmuştu. Magnesia'nın ilk kurulduğu yer kesin olarak bilinmese de Menderes Nehri kenarında olduğunu antik kaynaklar sayesinde anlayabiliyoruz. Menderes'in sürekli yatak değiştirip taşması sonucu oluşan salgın hastalıklar ve Persler’e karşı daha korunaklı bir kent kurmak zorunda kalmaları nedeniyle Magnetler; MÖ 400 yıllarında kenti bugünkü konumunda, yani Gümüşçay'ın yanında yeniden kurmuşlar.

Antik Dönemlerde Magnesia; yaklaşık 1300x1100 metrekarelik bir alanı kapsayan, etrafı surlarla çevrili, ızgara planlı cadde ve sokak sistemine sahip oldukça büyük bir kentti. Kent; Priene, Ephesos ve Tralleis gibi zengin ve güçlü kentlerin arasında bulunması nedeniyle stratejik ve ticari açıdan önemli bir konuma sahipti. Magnesia, Hellenistik Dönem’de önce Seleukos, ardından Bergama Krallığı'nın hakimiyetine girdi. Roma Dönemi’nde önemini koruyan kent, Bizans Dönemi’nde ise piskoposluk merkezi haline geldi. Magnesia daha sonra Aydınoğulları Beyliği'nin egemenliği altına girdi.

 Bugün çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Magnesia Antik Kentini gezerken görebileceğiniz önemli tarihi yapılardan bazıları; Odeon, Tiyatro, 25.000 kişilik Stadyum, spor ağırlıklı bir eğitim merkezi olan Gymnasion, Artemis Kutsal Alanı, Artemis Leukophryene Tapınağı, Kütüphane, Kutsal Agora Propylonu, Bizans suru, ve Roma dönemine ait Çarşı Bazilikası’dır. Magnesia’nın tek İslâmî yapısı ise 15. yüzyıla ait Çerkez Musa Camii. Birçok medeniyetten izler taşıyan Magnesia’dan çıkarılan tarihi eserleri Aydın, İzmir ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde ziyaret edebilirsiniz. 

Tartışılmaz bir arkeolojik öneme sahip olan Magnesia, Antik Dönem yazarı ünlü mimar Vitruvius'un kaleme aldığı dünyanın en eski mimarlık kitaplarından birine de adını yazdırmış. Vitruvius, Hermogenes'in baş yapıtının Magnesia'daki Artemis Leukophryene Tapınağı olduğundan bahseder. Hermogenes'in tapınağı, Arkaik Döneme ait olan Artemis Tapınağı’nın kalıntıları üzerine Hellenistik Dönem’de inşa edilmişti. Boyutlarıyla dikkat çeken yapı, Anadolu’nun Helenistik Dönem’de inşa edilmiş 4. büyük tapınağıdır. Bu etkileyici tapınak, İon düzenine sahip. Bütünüyle ayakta olduğu zamanlar, tapınağın önünde "U" formlu planıyla bir sunak vardı ve yüksekliği iki insan boyuna ulaşan kabartma ve heykellerle süslenmişti. Tapınağın kalıntılarını bugün arkeolojik sit alanında ziyaret edebilirsiniz. 

Magnesia Antik Kenti’ni ziyaret ettikten sonra mutlaka keşfetmeniz gereken yakınlardaki diğer arkeolojik alanlardan bazıları: Priene Antik Kenti , Afrodisias Antik Kenti, Milet Antik Kenti, Didim Apollon Tapınağı, Nysa Antik Kenti

Ayrıca bir çok değerli tarihi esere sahip Afrodisias, Milet ve Aydın Arkeoloji Müzeleri’ni de mutlaka ziyaret etmelisiniz. 

5 Soruda Kazı Alanları serimiz ile Türkiye’nin önemli arkeolojik alanlarını kazı başkanlarının kapsamlı görüşleriyle keşfetmek için buraya tıklayınız! 


 

Menu
English
Giriş