26.08.2022
5 Dakika
Ege Bölgesi’nin ikinci büyükşehri olan Denizli; muhteşem doğası, binlerce yıllık tarihi ve turizm imkanlarıyla her yıl binlerce ziyaretçiye kucak açıyor. Denizli’nin binlerce yıllık tarihi MÖ. 261-253 yıllarında II. Antiokhos’un Laodikeia şehrini kurmasıyla başlar. Bir rivayete göre Antiokhos kente eşinin adını verir. MS. 7. yüzyıldaki büyük bir depremle kent yıkılır ve bugün Kaleiçi olarak bilinen bölgede şehir yeniden kurulur. 1070 yılında kentte başlayan Türk hakimiyeti arada kesintiye uğrasa da Selçuklular hükümdarlığına giren kent Ladik olarak anılmaya başlanır. Bu zengin tarihin sonucu olarak ise Denizli’de pek çok medeniyetin izleriyle karşılaşmak mümkündür. Peki, bu kadar çok görmeniz gereken kültürel ve tarihi varken gezinize nereden başlayacağınızı biliyor musunuz? Denizli’yi ziyaret ettiğinizde mutlaka görmeniz gereken 5 yeri sizler için derledik, haydi başlayalım!
Suyun ve inancın kenti olarak da anılan Hierapolis Antik Kenti’nin kuruluşu MÖ. 2. yüzyıla tarihlenir. Bergama krallarından II. Eumenes tarafından kurulan ve günümüzde Pamukkale sınırları içerisinde yer alan kent, adını Telephos’un karısı olan Hiera’dan alır. Deprem bölgesi olmasının da etkisiyle günümüze ulaşan yapıları MS. 60 yılına tarihlenen kent bu sebeple kimliğini kaybetmiştir. Hierapolis Ören Yeri’ni ziyaret ettiğinizde yaklaşık 1800 yaşında olan Hierapolis Antik Tiyatrosu’nu, sonsuzluğun simgelendiği Aziz Philippus Martyrion’unu ve Küçük Asya’nın en ünlü tapınaklarından olan Cehennem Kapısı’nı (Plutonium) görebilirsiniz.
Hierapolis Antik Kenti’nde yer alan Antik Roma Hamamı’nın restore edilmesi ile müzeye dönüştürülen alan, başta Hierapolis kazılarında çıkan ve diğer ören yerlerinden getirilen eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Hierapolis Arkeoloji Müzesi 3 teşhir salonundan oluşmakta ve ziyaretçilerini tarihte bir yolculuğa davet etmektedir. Lahitler ve Heykeller Salonu’nda Hierapolis ve Laodikeia kazılarından çıkarılan lahitleri görebilirsiniz. Küçük Eserler Salonu’nda ise kronolojik bir sıra ile sergilenen Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait çeşitli eserleri görebilirsiniz. Hierapolis Tiyatrosu Buluntuları Salonu’nda ise tiyatronun sahne binasını süsleyen ver her biri farklı bir mitolojik hikâyenin anlatısı olan kabartmaları görebilirsiniz.
Kaynaklarda ilk isminin Apollonia olduğu söylenen kentin kuruluşunun ve tarihinin Lidya Devleti’ne dayandığı düşünülmektedir. Kuruluşu Lidyalılara dayanmasına rağmen, Tripolis Ören Yeri’nde bulunan yüzey kalıntıları Roma ve Bizans Dönemi mimari özelliklerini taşır. Tripolis Ören Yeri’nde Roma mimari tarzını yansıtan antik tiyatroyu, Roma tarzı hamamı, şehir binasını, kaleyi ve surları, su yollarını ve kentin nekropolünü görebilirsiniz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 4 Şubat 1931 tarihinde Denizli’ye gelişinde kaldığı ev günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. 1950 yılından sonra Verem Savaş Dispanseri olarak kullanılan ev, Atatürk’ün doğumunun 100. Yılında restore edilmeye başlar ve 1984 yılında müze olarak ziyarete açılır. Müzenin alt katında etnografik eserler, üst katında ise Atatürk’e ait eserler sergilenmektedir. Evin içerisinde yer alan diğer odalar ise konak formatına uygun olarak düzenlenmiştir. Denizli Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi’ni ziyaret ettiğinizde Denizli kültürünü daha yakından tanıyabilirsiniz.
Kuruluşu MÖ. 261-253 yıllarına tarihlenen Laodikeia kenti, II. Antiokhos tarafından kurulur ve adını Antiokhos’un eşi olan Laodike’den alır. Yapılan kazı çalışmalarına da dayanarak Laodikeia’nın Erken Kalkolitik Dönem’den, MS. 7. yüzyıla kadar kesintisiz olarak yerleşime ev sahipliği yaptığını söylemek mümkündür. Bu kesintisiz yerleşimlerden ise geride pek çok eser kalmıştır ve hatta günümüze kadar ulaşmıştır. Laodikeia Ören Yeri’nin günümüze kadar ulaşan yapıları içerisinde Anadolu’nun en büyük stadyumu, 2 tiyatrosu, 4 hamam kompleksi, 5 Agorası, 5 Nympheumu, 2 Ana Giriş Kapısı, Meclis Binası, tapınaklar, kiliseler ve anıtsal caddesi (Suriye Caddesi) yer almaktadır. Kentin dört tarafı ise nekropol alanı ile çevrilidir.
Laodikeia hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak ve Laodikeia’da nasıl bir deneyim yaşayabileceğinize dair fikir edinmek için blog yazımızın yanı sıra Turkish Museums Youtube kanalında yer alan "Uncovering: Laodikeia" isimli videomuzdan da yararlanabilirsiniz.
