26.12.2023
5 Dakika
Türkiye toprakları, insanlığın dünya üzerindeki binlerce yıllık serüveninde sık sık ve kalabalık nüfuslar halinde yerleştiği, büyük medeniyetler kurarak geride oldukça ilginç ve gizemli eserler bıraktığı bir coğrafyadır. Bu eserlerin bir kısmı hemen göze çarpacak ihtişamlı yapılar iken bir kısmını da bulmak için doğru yerlere bakmak gerekir. Hele de söz konusu eserler yer altındaysa... Türkiye, özellikle Nevşehir’deki Kapadokya Bölgesi’nde yoğunlaşmış ve ihtişamıyla yer üstündeki antik yerleşimleri aratmayacak nitelikte yeraltı şehirlerine ev sahipliği yapar. Yazımızda, görülmeye değer bu şehirlerden 5 tanesini kısaca tanıtacağız.
Kayaya oyulmuş kiliseleri ve peri bacalarıyla ünlü Kapadokya’nın en etkileyici mekanlarından biri olan Derinkuyu Yeraltı Şehri, 8 katıyla çok büyük bir topluluğu barındırabilecek şekilde inşa edilmiş, devasa bir komplekstir. Şehrin çok daha eski tarihlerden beri kullanılmış olabileceği düşünülse de, bir dönem Roma İmparatorluğu’nda baskı altında yaşayan Hıristiyan toplulukların sığınağı olur. Ahırlar, kilerler, yemekhane ve kilise gibi bölümlere sahip olan yeraltı şehrinde bir misyonerler okulu da bulunur. Nevşehir’de bulunan bu etkileyici yapıyı mutlaka görmelisiniz.
Tarihi MÖ 3000 yılına kadar uzanan ve ilk katının Hititler tarafından kullanıldığı düşünülen Kaymaklı Yeraltı Şehri, toprağın altında tam 8 kat derinliğe dek uzanır. Henüz yalnızca 4 katı ortaya çıkarılan yeraltı şehrinin en dikkat çekici özellikleri ise bölmeleri birbirine bağlayan dar koridorları; su mahzeni, mutfak, erzak deposu ve kilise gibi işlevsel mekanlarının yanı sıra havalandırma bacaları, su kuyuları ve büyük sürgü taşlarıyla içeriden kapatılabilen kapılarıdır.
Nevşehir’in Acıgöl ilçesi sınırlarında bulunan yeraltı şehrinin günümüzde sadece 2 katı gezilebilmektedir. Buna karşın Tatlarin Yeraltı Şehri’ndeki mekanların genişliği ve birden fazla kilise ile birçok erzak deposu barındırması yerleşimin oldukça büyük olduğunu, bir askeri garnizon ya da manastır kompleksi olabileceğini akla getirir. L planlı olarak inşa edilmiş bir tuvaletin de bulunduğu şehrin dikkat çekici bir başka özelliği ise koridorların ortasındaki 2-3 metre derinliğindeki tuzaklardır. Şehirdeki duvar resimleri de bu özel yapıya yapacağınız ziyareti renklendirecek sanat eserleridir.
Antik adı Mazata olan Mazı Köyü’nde bulunan yeraltı şehri, büyüklüğü ve çok sayıda ahıra sahip olmasıyla dikkat çeker. Kazılarda dört farklı girişi ortaya çıkarılmış olan Mazı Yeraltı Şehri’nin kısa bir koridor şeklindeki ana girişinde güvenliği sağlamak için kullanılan büyük bir sürgü taşı da bulunur. Ayrıca yeraltı şehrinin kilisesinde, cephesi kabartmalarla süslenmiş bir apsis de vardır. Tıpkı yeraltı şehri gibi bu kilisenin girişi de bir sürgü taşı aracılığıyla kapatılabilmektedir. Mazı Yeraltı Şehri, bu özellikleriyle sizi yeraltında gizemli bir yolculuğa çağırıyor.
Geniş bir alanda tünellerle birbirine bağlanan galeriler biçiminde planlanmış olan Nevşehir Özkonak Yeraltı Şehri, İdiş Dağı’nın yamacındaki volkanik granit yapılı tüf tabakalarının oyulmasıyla oluşturulmuştur. Özkonak’ta, birçok yeraltı şehrindeki gibi güvenlik önlemi olarak kullanılan sürgü taşlarının yanı sıra içeriye zorla girmek isteyenleri üzerlerine kızgın yağ dökerek püskürtmek amacıyla oyulduğu düşünülen delikler de bulunur. Şehrin bir diğer ilgi çekici özelliği ise katlar arasında haberleşmeyi sağlamak için uzun ve dar bacalar açılmış olmasıdır. Ortalama 5 cm genişliğindeki bu bacalar ayrıca havalandırma işlevi de görür.