Mitoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Eşik: Patara, Leto Hurmalığı

4.08.2023

5 Dakika

Mitoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Eşik: Patara, Leto Hurmalığı

Türkiye’nin Akdeniz kıyıları her yıl milyonlarca insanı kendine çeken ve ziyaretçilerine benzersiz bir zaman yolculuğu yaşatan kalıntılara sahip onlarca antik kent ile sarılıdır. Hemen her biri yüzlerce yıl öncesinin insanlarının yaşam tarzına ilişkin zengin ipuçlarıyla bezeli bu antik kentlerden bazıları ise saymakla bitmeyecek tarihi ve kültürel değeri içinde barındırarak ortak tarihi mirasımızın çok çarpıcı parçalarını oluşturur.

Likya Birliği’nin Başkenti, Noel Baba’nın Memleketi

Antalya’da Fethiye ile Kalkan arasında bulunan Patara Antik Kenti de sahip olduğu çok sayıda değer ile bu muhteşem antik kentlerden biridir. Tarihi Likya Birliği’nin parlamento binasına ev sahipliği yapan ve bir anlamda birliğin başkenti olan Patara, dünyanın en eski deniz feneri kalıntılarından birine sahiptir. Günümüzde de kente girenleri selamlayan Roma Zafer Takı, Antik Tiyatro, Korinth Tapınağı, Vespasian Hamamı ve döneminin tahıl deposu olan Granarium gibi birçok görülmeye değer yapının kalıntısına da ev sahipliği yapan Patara aynı zamanda tüm dünyada Noel Baba olarak tanınan St. Nicholas’ın memleketi olmasıyla da öne çıkıyor.

Yanı başında dünyanın en uzun plajlarından biri olan ve yüzlerce yıldır Caretta Caretta’ların yavruladığı Patara Plajı’nın da bulunduğu antik kentin etkileyici nitelikleri saymakla bitmez. Fakat biz bu yazımızda Patara’yı mitoloji ve gerçekliğin birbirine açıldığı benzersiz bir eşik haline getiren bir özelliğinden bahsedeceğiz. Acaba bu benzersiz antik kent, Likya Birliği’nin başkenti ve Noel Baba’nın memleketi olduğu gibi mitolojik bir tanrının da doğum yeri olabilir mi?

Apollon’un Doğum Yeri: Delos Adası

Patara’nın Antik Çağ’da Apollon Kültü’ne oldukça değer verilen önemli bir kehanet merkezi olduğu biliniyor. Mitolojik anlatının büyük ozanı Homeros, Apollon’un Delos Adası’nda doğduğunu ifade ediyor. Mitolojik anlatıda dramatik bir hikâyeye sahip olan bu doğum anını Homeros’tan öğrendiğimiz haliyle aktarmaya çalışalım.

Zeus’tan hamile kalan Titan kızı Leto, doğum yapmak için güvenli bir yer bulmak zorunda olduğunu hisseder. Çünkü Zeus’la birlikte olduğu için büyük bir kıskançlık ve öfkeye kapıldığını bildiği Hera’nın gazabından korkmaktadır. Aynı gazaba uğramaktan korkan hiçbir yerleşim yeri de Leto’ya doğum yapması için kapılarını açmaz. Sonunda Delos’a sığınabilen Leto, burada bir Hurma ağacının dibinde, 9 gün 9 gece sancılar içinde kıvranır. Hera doğum tanrıçası Eileithya’yı tutsak etmiştir. Çünkü Leto’nun ona ihtiyacı vardır ve Hera bu şekilde Eileithya’yı Leto’dan uzak tutmaktadır. Leto’nun başına toplanan tanrıçalar aracıları İris’i göndererek doğum tanrıçasının gelmesini sağlarlar. Ve böylece doğar ışığın tanrısı Apollon, hurma ağaçlarının altında bulunan kutsal bir gölün yanı başında…

Bu doğum öyküsü, Homeros’a göre Apollon Kültü’nün önemli merkezlerinden biri olan Delos’ta gerçekleşmiştir. Fakat Delos’ta ne öyküde sözü geçen hurmalık ne de hurmalığın hemen yanı başındaki göl yoktur. Hatta kayalık bir ada olan Delos’ta hurma ağacı yetişebileceği de oldukça şüphelidir. Oysa tıpkı Delos gibi Apollonik inancın önemli merkezlerinden biri olan Patara’da tıpkı öyküdekine benzeyen bir hurmalık ve hurmalığın yanı başında bir göl vardır. Patara’daki Leto Hurmalığı’nın ağaçları üzerinde yapılan incelemeler, onların en az 2000 yıllık olduğunu gösterir. Patara’nın çok yakınlarında Muğla’da annesi Leto’ya adanmış bir antik kent olan Letoon’un bulunuyor olması da Patara’daki hurmalığın Apollon’un dünyaya geldiği düşünülen yer olabileceği fikrini destekler. Antik Çağ metinlerinde Apollon’un doğumunu anlatan tasvirlerle neredeyse birebir örtüşen Leto Hurmalığı belki de dünya üzerinde mitolojiyle gerçekliğin bu denli birbirine yaklaştığı tek nokta olma özelliğini gösteriyor.

Eski zaman tanrıçalarının adımladığı, bir tanrının dünyaya gözlerini açtığı yer olduğu düşünülen Leto Hurmalığı’nı ve Antik Çağ’ın kutsal mekânlarını görmek isteyen bir inançlı insanın seyahatinde hissettiklerini yakalamak istiyorsanız Patara Örenyeri’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Menu
English
Giriş